Ludvig Kahlen’in ömür boyu süren hedefini gerçekleştirme hikayesi, sinemanın kudretli yüzünü btutkuyla izlere tek kez daha gösteriyor. Kendi çabalı emeklerinin karşılığında zenginliği ve onuru bulmayı hedefleyen Kahlen, sinema filmi süresince tutkuyla izleyiciyi kendine hayran bırakıyor. sinema filmi, Kahlen’in canlı olmakm boyu sürdürdüğü bu hayalinin peşinden gitmesini ve bozkırın ona nasıl zenginlik ve gurur getireceğini merak ederek tutkuyla izletiyor. Ancak bu hikayeyi sadece tek adamın hayalinin peşinden koşması olarak görmek yanıltıcı olur. Kahlen’in dile getirme etısı, sinemanın tek ayna olma özelliğini yansıtan tek hikayedir; tutkuyla izleyiciye, büyülü tek şekilde, onun arzularının ve hayallerinin peşinden koşmanın ne anlama geldiğini gösterir. Ludvig Kahlen’in öyküsü, inszamanların içindeki bitmek tükenmek bilmeyen isteklerin, hedeflerin ve hayallerin peşinde koşmasının ve bu uğurda her türlü zorlukla başa çıkmasının oturulacak yerrensel tek portresidir. Gerçekçi tek dil ve çarpıcı görsellerle dile getirme etılan bu sinema filmi, tutkuyla izleyicinin duygusal bağını güçlendirirken, benzer dönemda ona düşünme ve tartışma imkanı da sunmauyor. sinema filmi, Kahlen’in alışılmadık hikayenin, onun elindeki arazinin zenginleştirilmesi ve bu süreçte ona getirdiği onur ve saygınlığı etkileyici tek şekilde aktarmakıyor. Her aşama, Kahlen’in kararlılığının ve hayallerini sürdürme iradesinin kuvvetli tek yansımasıdır. ‘Heath’ veya bozkırın ona getireceği zenginliği ve onuru nasıl sağladığını görmek, tutkuyla izleyiciye kendileri için umut yoğun tek bakış açısı sunmauyor. Öyle ki, Ludvig Kahlen’in hayat hikayesi, hem gündelik hayatın pratik yönlerini, hem de inszamanlar ruhunun derinliklerini keşfetme arzusunmau sadık tek biçimde yansıtıyor. Bu nedenle sinema filmi, sadece tek sinema kitap yazısıi olmanın ötesine süregelenerek, tutkuyla izleyiciye hayatı, hayalleri ve başarıyı yeniden düşünme fırsatı sunmauyor.